Kazanmanın Keyfini Çıkar! Hemen Tıkla, Şansa Kapı Aç!

Aracı kurumlar Borsa için ne yorum yaptı?

A1 Capital

Endeks, geçen haftanın son işlem gününde 29,21 puan düşüşle 8843 puandan başladı. Gün sonunda ise %0,40 değer kazanımı ile 8908 seviyesinden kapanış gerçekleştirdi. Endekste, gün içinde 8782-8921 bandında hareket gözlendi.  Borsa İstanbul, 59,89 Milyar TL işlem hacmi ile günü noktaladı. 59 şirket günü pozitif olarak sonlandırırken, 34 şirket negatif olarak kapattı.

En çok artan sektör endeksi; “Finansal Kiralama-Faktoring, Aracı Kurumlar ve Taş-Toprak” olurken, en çok düşen sektör endeksi; “İnşaat, Sigortacılık ve Metal Eşya-Makina” oldu.  Endekse puan bazında en yüksek pozitif etki; Sabancı Holding, Türk Havayolları ve Ereğli Demir Çelik hisselerinden, en yüksek negatif etki ise; Tofaş, Tav Havalimanları ve Garanti Bankası hisselerinden geldi.

Haftanın başında oldukça volatil hareketler gözlenen endekste son iki işlem gününde pozitif kapatmasıyla birlikte teknik göstergelerde indikatörlerin genelinde yukarı yönlü hareketler mevcut.  Buna ek olarak orta vadeli MACD’nin AL sinyalini devam ettirmesi olumlu görüntüyü destekliyor.

Yurt içinde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle piyasaların yarım gün açık olacağı günde; tepki alımları ile başlaması ve yükselişin devam etmesi durumunda gün içinde ilk direnç noktası olarak 8940 seviyesini takip edeceğiz.

Olası geri çekilmede gün içinde 8850 seviyesinde tutunamadığı takdirde ilk etapta 8716 seviyesine kadar satış baskısı sürebilir.

Ünlü & Co

Geçtiğimiz hafta boyunca volatil bir görünüm sergileyen BIST-100 endeksi özellikle son iki işlem gününde sergilediği güçlü performansla haftayı %1,3 oranında yükselişle noktalamayı başardı. Böylece dört haftadır arka arkaya devam eden değer kaybı serisi de sonlanmış oldu. Büyük ölçüde negatif geçen Cuma günü gerçekleşen yükseliş ise özellikle BIST 50’deki açığa satış yasağını kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığı haberlerini takiben son bir saatte yoğunlaşan alımların desteği ile gerçekleşti. Söz konusu yasak 6 Şubat depremlerinden bu yana devam ediyor. Bu yönde bir karar alınması piyasalara derinlik kazandırabileceği için yabancı katılımını destekleyen bir unsur olarak da çalışabilir.

Endeksin teknik görünümü ise henüz anlamlı şekilde değişmiş değil. 9000 puanı kısa vadede en önemli direnç noktası olarak izlemeye devam ediyoruz. Bu seviyeye kadar olan yükselişlerin olağan tepki sınırları içinde kalacağına ve görünümün iyileşmesi için söz konusu noktanın üzerinde kapanışlar yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Borsa İstanbul’da bugün işlemlerin yarım gün ile sınırlı kalacak olması ve yarın işlem yapılmayacak olması ise hareketliliği ve risk alma iştahını limitleyebilir. Öte yandan Avrupa’da saatlerin bir saat geri alınması ile Avrupa borsaları ile Borsa İstanbul arasındaki zaman farkının açıldığını da hatırlatmak isteriz. ABD’de ise saatler bu hafta sonu geri alınacak.

Yapı Kredi Yatırım: Tepki alımlarının ilk önemli direnç noktası olarak 10,000  seviyesini izliyoruz …

Geçtiğimiz hafta 9,600 desteğinin tepki yükselişi oluşturduğu  piyasada X30YVadeli kontratın haftalık kapanışı %0.72’lik  artışla 9,914 puandan tamamladığını görüyoruz. Bugün 29  Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle tek seans işlem yapılacak  piyasa yarın ise tam gün kapalı olacak.

Genel olarak baktığımızda, alçalan trend kanalının destek  bölgesi konumundaki 9,600 bölgesinden başlayan yukarı yönlü  toparlanma çabalarının dalgalı bir seyirde devam ettiğini  söyleyebileceğimiz piyasada ilk önemli direnç olarak 10,000  puan eşiğini izlemeye devam ediyoruz. Önümüzdeki sürece  baktığımızda ise, 9,600 bölgesini kısa vadeye yönelik ana  destek olarak izlemeyi sürdürüyoruz. Yukarı yönde, anlamlı  toparlanma hareketleri oluşabilmesi yönünde aşılması gereken  ilk kritik eşik de 10,000 bölgesinde bulunuyor. Bu seviyenin  aşılabilmesi halinde ise, yukarı yöndeki toparlanma çabalarının  hedefi olarak 10,500 bölgesinin öne çıkacağını düşünüyoruz.

Aşağı yönde baktığımızda, 9,600 desteğinin korunamaması  durumunda, aşağı yönlü baskının öncelikle 9,300 olmak üzere  9,100 bölgesine doğru devam etme riski bulunduğunu  söyleyebiliriz.

Mühendise Sorduk: 10 Yıllık Binalar Bile Yıkılabiliyorken Tarihî Binalar Nasıl Sapasağlam Ayakta Kalabiliyor?

Özellikle günümüzde ne yazık ki depremler yüzünden sürekli yıkım haberleri duyuyoruz. Bu yıkımlar hem manevi hem maddi oluyor.

Hiç düşündünüz mü, neden eski binalar hep ayakta kalıyorken yeni binalar yıkılıyor? Bu sorunun cevabını, inşaat mühendisinden aldık.

“Eski yapılarda kullanılan malzeme ve yapım teknikleri bugünün şartlarına göre belli başlı özellikler sebebiyle daha üstün konumda.”

İnşaat mühendisinin dediğine göre; her ne kadar günümüz teknolojisi çok daha ileri seviyede olsa da ekonomik ve finansal beklentilerin yanı sıra malzeme tedariği ve artan iş gücü maliyeti sebebiyle yapılar, güvenlik ve uzun ömürlülük dışında birçok konuda beklentiyle yapıldığı için bu konularda eskiye kıyasla bir gerileme gözlemlemek çok doğal.

Malzemelerin etkisini şu şekilde anlatıyor:

“Eski malzemelerin çok fazla alternatifi ve hafifleştirilmiş muadili bulunmadığı için doğadan elde edilen sağlam kaya ve taş malzemeler ve bunların türevleriyle yapılar yapılıyordu. Doğadaki bir taşın ömrü malzemenin de ömrünü belirliyordu. Doğal malzemelerin günümüzde laboratuvar ortamında oluşturulan kompozit malzemelere göre dayanımsal ve birden fazla çevre koşuluna adapte olma konusunda üstün olduğu aşikâr. Bu üstünlük yapıların temel malzemesi olarak kullanıldığında yapıları da üstün kılıyor.”

Yapım tekniklerine de değiniyor:

Eski yapılarda genel olarak belirlenmiş günümüzde de hâlâ geçerliliği olan kemerli tonozlu yapı mantığı ile yük dağıtımı, sağlam malzemeler üzerinde geometrik faydalar göz edilerek yapılıyordu. Bu yük dağıtımı, taşıma dayanımı yüksek malzemelerde geometrik olarak iyi şekilde yapıldığında aralarındaki bağ durumundan ziyade birlikte çalışma prensipleri göz önüne alındığı için hata payları daha düşük seviyelere iniyordu.”

“Günümüzde bunun yerine betonarme gibi beton ve demirin birlikte çalışmasını ve çalıştıkları esnada yük taşıma kapasitelerini kaybetmeden imalat yapma becerileri tam anlamıyla sağlanamıyor. Sağlandığı durumda ise eski yapıdaki güvenlik katsayısının üzerinde bir katsayı yakalanmak amacıyla bir dizayn yapılmıyor. Genel olarak 30 ila 40 yıl deprem hasarına yıkılmayacak şekilde tasarlanıyor.”

Bunun sebebi ise hem ekonomik hem hammaddelerin bize sunduğu bilinçli eskitme.

Mühendisimizin aktarımına göre her şeyin maddi karşılığı olduğu günümüz dünyasında yapının işlevini yerine getirmesi ve minimum düzeyde para-zaman harcatması öncelik.

Eskiden ise mentalite para dışında kalıcı bir eser bırakabilmek, devletlerin kendilerini göstermek için sağlam tarihe mal olmuş yapılar yapmak istemesinden. Mesela Ayasofya’nın; hâlâ 21. yüzyıldaki malzemeler, teknik, süre olarak bizlerin merak ettiği ve her gün binlerce insanın ziyaret ettiği unutulmaz bir yapı olduğunu söyleyerek sözlerini bitiriyor.