Kazanmanın Keyfini Çıkar! Hemen Tıkla, Şansa Kapı Aç!

Bitcoin’de otomatik olarak düzenli alım yapmak isteyenlere müjde

Kripto varlık piyasalarında yükseliş dönemindeki fırsatları kaçırmak istemeyen yatırımcıların uyguladığı stratejilere dair arayışlar arttı. Yapılan araştırmalar, kripto yatırımcılarının % 59’unun birincil kripto yatırımı stratejisi olarak dolar maliyet ortalaması (dollar-cost averaging | DCA) stratejisini izlediğini gösterirken, Avrupa’nın lider borsalarından WhiteBIT TR’den bu konuda önemli bir adım geldi. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Faaliyette Bulunanlar Listesi’nde yer alan WhiteBIT TR, yatırımcıların kripto varlık alımlarını otomatikleştirmelerine yarayan Oto-Yatırım özelliğini duyurdu.

Kripto piyasaları rekora koşarken yatırımcılar alıcı tarafta

ABD seçimlerinin netleşmesini takip eden dönem, kripto varlık piyasalarında yeni bir yükseliş dalgasının başlangıcı oldu. Kripto varlık piyasa değerinin 3 trilyon doları aştığı ve Bitcoin’in gümüşten daha değerli bir varlığa dönüştüğü bu dönemde, yatırımcılar boğa piyasası fırsatlarını erken yakalayabilmek için alıcı tarafa geçti ve kripto varlık yatırımlarını artırdı.

Türkiye’de Trabzonspor Futbol Kulübü’nün resmi ortağı olan WhiteBIT TR, boğa piyasası döneminde yatırım stratejilerini etkili bir biçimde yönetmek isteyen yatırımcıları hedefleyen ve gelişmiş özelliklerle donatılan Oto-Yatırım özelliğini kullanıma açtı. WhiteBIT TR Oto-Yatırım özelliği, yatırımcıların her alımı bizzat emir girerek gerçekleştirmek yerine, belirli parametrelerle kişiselleştirebildikleri otomatik alım talimatları vermelerine yarıyor. Yeni özellikle, kısa vadeli fiyat dalgalanmalarının etkisinin en aza indirilmesi ve hızlı piyasa değişimleri sırasında dahi portföy büyümesinde istikrara sağlanması amaçlanıyor.

Hem yeni başlayanlar hem de deneyimli yatırımcılar kullanabiliyor

Yatırım stratejilerine ilişkin araştırmalar kripto yatırımcılarının % 83’ünün bazı durumlarda dolar maliyet avantajı (DCA) stratejisini kullandığını gösterirken, her 5 kripto yatırımcısından üçünün, ilk strateji olarak dolar maliyet ortalaması yöntemini kullandığı görüldü. Geçtiğimiz aylarda Emre Yetişkin’in Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandığını duyuran ve faaliyetlerine hız veren WhiteBIT TR’den yapılan açıklamada, yatırımları eşit parçalara bölerek piyasa fiyatından bağımsız olarak düzenli alım yapmayı kolaylaştıran WhiteBIT TR Oto-Yatırım özelliğinin, uzun vadeli portföy başarısına katkıda bulunacağı belirtildi.

Yatırımlara yalnızca 0,001 USDT ile başlayabilme, saatlikten aylığa uzanan ölçekte yatırım sıklığı seçme, alım fiyat aralığını ve tekrar satın alma sayısını belirleme imkanı veren; ayrıca işlem çifti sınırlaması olmadan kullanılabilen Oto-Yatırım özelliğinin, yatırımcılara esneklik ve kontrol sağladığı ifade edildi.

Duygusal stresi azaltıyor, rasyonel kararlara yardımcı oluyor

WhiteBIT-TR’nin bu yeni özellikle yatırımcılara alım planlarını hedeflerine göre şekillendirme fırsatı tanıdığını vurgulayan WhiteBIT Kurucusu ve CEO’su Volodymyr Nosov, özelliğe ilişkin değerlendirmelerini şu ifadelerle paylaştı:

“Dolar maliyet ortalaması (DCA) stratejisi otomasyonla birleştiğinde, özellikle yükseliş trendlerinin fırsat kaçırma korkusunu artırdığı boğa piyasası dönemlerinde, yatırımcıların duygusal kararlardan kaçınmalarına ve uzun vadeli hedeflere odaklanmalarına yardımcı oluyor. WhiteBIT TR, Oto-Yatırım özelliğinin lansmanıyla, yatırımcılara alım işlemlerini otomatikleştirmenin yanında, varlıklarını güvenle yönetmek için ihtiyaç duydukları esnekliği ve kontrolü sağlayan bir araç sunuyor. 300’den fazla varlığın 500’ü aşkın işlem çiftinde alınıp satılabildiği, Avrupa’nın lider kripto platformlarından biri olarak, blokzinciri teknolojisini herkes için erişilebilir kılma konusunda kararlıyız. Kripto yatırımcılarını, basit ve kişiselleştirilmiş yatırım çözümleriyle finansal bağımsızlığa giden yolda destekliyoruz.”

Prizmabet giriş: Portföy yönetim şirketlerinin yönettiği fon büyüklüğü 6 trilyon lirayı aştı

Gönül, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) tarafından İstanbul’da düzenlenen 4. Portföy Yönetimi Zirvesi’nde konuştu.

Kurumsal yatırımcıların; tüm sermaye piyasasının düzenli bir şekilde büyümesine en büyük katkıyı sağladığını dile getiren Gönül, sermaye piyasasının büyümesinde olmazsa olmaz olarak gördükleri kurumsal yatırımcıların işlemlerin çabuk ve sorunsuz gerçekleşmesi ve piyasanın derinliğinin artması konusundaki önemine işaret etti.

Gönül, 2024’ün kurumsal yatırımcılar için oldukça önemli bir yıl olduğunu kaydederek, kasım ayı itibarıyla menkul kıymet yatırım fonları ve emeklilik yatırım fonlarındaki tasarruf düzeyi hacminin 5,1 trilyon liraya ulaştığını, 69 adet portföy yönetim şirketi tarafından yönetilen toplam portföy büyüklüğünün 6 trilyon lirayı aştığını söyledi.

Tüm yatırım fonlarında yatırım yapanların sayısının 5,4 milyon civarında bulunduğunu ifade eden Gönül, 2024 yılı içerisinde menkul kıymet yatırım fonları ve emeklilik yatırım fonlarının yanı sıra girişim sermayesi yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonlarının benzer şekilde büyüdüğünü anlattı.

Gönül, “Özellikle gayrimenkul ve yatırım fonları, proje gayrimenkul yatırım fonları da dahil olmak üzere girişim sermayesi yatırım fonlarının büyüklüğü geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100 büyüme kaydetti. Bu hepimizin başarısı olarak gördüğümüz bir konudur.” ifadelerini kullandı.

– “Toplam işlem hacimleri TEFAS’ta 5 trilyon liraya, BEFAS’ta 45 milyar liraya ulaştı”

İbrahim Ömer Gönül, yeşil, sürdürülebilir ve sosyal konulara dokunan fon büyüklüklerinin de her geçen gün arttığını belirterek, kasım ayı itibarıyla yenilenebilir enerji ve sosyal alanlara odaklanan kurumsal yatırımcıların toplam piyasa değerinin 28,2 milyar liraya yaklaştığını söyledi.

Sürdürülebilirlik temalı 60 adet menkul kıymet yatırım fonunun bulunduğuna işaret eden Gönül, “Buradaki iki önemli platformumuz olan TEFAS ve BEFAS oldukça başarılı ve sizlerin sayesinde oldukça güzel şekilde çalışmaya devam ediyor. Bu fonların toplam işlem hacimleri TEFAS’ta 5 trilyon liraya, BEFAS’ta ise 45 milyar liraya ulaştı.” diye konuştu.

– Yıl içerisinde hayata geçirilen ve kurumsal yatırımcıları etkileyen düzenlemeler

SPK Başkanı Gönül, sektör talepleri ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar dikkate alınarak bu yıl içerisinde kurumsal yatırımcıları etkileyen birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdikleri bilgisini vererek, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması ve yönetim sürecinde şeffaflığın artırılması amacıyla dünyada “stewardship” olarak bilinen sorumlu yönetim ilkelerini hayata geçirdiklerini aktardı.

Bu alanda, portföy yönetim şirketlerine rehberlik etmek üzere 16 Şubat’ta Sorumlu Yönetim İlkelerini yayımladıklarını hatırlatan Gönül, 21 Kasım’da bu ilkelere ilişkin uygulamaların raporlanmasında esas alınacak raporlama standardını belirleyerek, konu hakkındaki tüm düzenlemeleri Sorumlu Yönetim İlkeleri Rehberi kapsamına aldıklarını ifade etti.

Gönül, standart fonların, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında daha etkin bir rol oynaması amacıyla girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapabilmelerine imkanı sağladıklarını kaydederek, “Serbest fon başvuru süreçlerinin sadeleştirilmesi ve daha etkin şekilde yürütülebilmesi amacıyla Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde değişiklikler yaptık.” dedi.

Proje gayrimenkul yatırım fonunun kurulmasına ilişkin gerekli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini dile getiren Gönül, şu açıklamalarda bulundu:

“Girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan girişim sermayesi yatırım fonları, hızla büyümeye devam etmekte ve ülkemiz sermaye piyasalarında da giderek derinliğini sağlamaktadır. Biz de Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde değişiklikler gerçekleştirdik. Buradaki açıklamalarla yakında sizlere bu konuda yol göstermeye devam edeceğiz.”

Gönül, bu yıl hayata geçirilen Finansal Okuryazarlık Platformu’ndan bahsederek, bu platformun sektöre ve sektörde faaliyet gösteren yönetim şirketlerine önemli katkılar sağlayacağını söyledi.

 Prizmabet, online bahis ve oyun sektöründe önemli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve kazançlı bir deneyim vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Mobil uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her seviyeden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve sürekli güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Bill Bonner: ABD Tahvillerinde Japonya Modeli mi?

ABD Tahvillerinin Japonya Modelini Takip Etme İhtimali Üzerine Yeni Bir Bakış Açısı

Küresel borç miktarının 300 trilyon doların üzerine çıktığı ve varlıkların 400 trilyon dolar seviyesine ulaştığı bir ortamda, sadece 2, 3, 5, 7 veya 10 yıllık ABD Hazine tahvillerinin toplamda 14 trilyon dolar olduğu belirtilmektedir.

Bu durumun, hisse senedi gibi enflasyonsuz bir kriz durumunda, Hazine tahvillerine olan talebi artırarak fiyatların yükselmesine ve getirilerin düşmesine neden olabileceği öne sürülmektedir.

1980 yılından bu yana devam eden büyük tahvil boğa piyasasında, ABD Hazine tahvillerinin dünya genelinde sigorta şirketleri, emeklilik fonları ve hükümetler tarafından güvenli liman olarak kullanıldığı ifade edilmektedir. 2020-2022 yıllarında bu tahvillerin değer kaybetmesine rağmen, küresel yatırımcıların enflasyon krizinin geçici olduğuna ve Covid krizinin tek seferlik bir olay olduğuna inandıkları belirtilmektedir. Bu inanç doğrultusunda, gelecekte daha düşük faiz oranları ve enflasyon beklendiği, ayrıca borcun da artacağı tahmin edilmektedir.

Japonya örneği, bu hipotezi destekleyici nitelikte değerlendirilmektedir. 1990 yılında borsasında yaşanan çöküşün ardından 22 yıl süren bir düşüş trendine giren Japonya piyasasında, düşük getirili tahvillere olan talebin artması sayesinde hükümetin borçlanma ve harcama imkanlarının genişlediği ifade edilmektedir. Japonya’nın GSYİH’ye oranla %260’lık brüt borç oranına ulaşmasına rağmen, ekonomik kriz yaşanmadığı ve borsa endeksinin 1990 seviyelerine yakın bir performans sergilediği vurgulanmaktadır.

ABD’nin bu modeli takip edip etmeyeceği ise belirsizliğini korumaktadır. ABD piyasalarının, yavaşlamalara, faiz artışlarına ve enflasyona karşı son derece hassas olduğu ve FED’in son faiz indirimlerinin ardından tahvil getirilerinin yükseldiği gözlemlenmektedir.

Ayrıca, 2020 Temmuzundan 2023 Ekim’e kadar 10 yıllık ABD Hazine tahvil getirilerinin on kat artarken, gerçek getirilerde %15’lik bir düşüş yaşandığına dikkat çekilmektedir. Bu kayıpların yatırımcılar tarafından unutulmadığı ve tekrarlanma ihtimalinin düşük olduğu ifade edilmektedir.

Japonya’nın nüfusunda yaşanan azalma da ekonominin farklı dinamiklere sahip olduğunun göstergesi olarak sunulmaktadır. Japonya’da doğum oranlarının düşmesi ve nüfusun sürekli azalması, ülkenin ekonomik yapısında önemli değişikliklere yol açarken, aynı zamanda kamu borcunun sürdürülebilirliğine dair endişeler artırılmaktadır. Bununla birlikte, Japonya’nın yüksek tasarruf oranları ve düşük suç oranları gibi faktörlerin, ekonomik istikrarını korumasına katkıda bulunduğu belirtilmektedir.

Sonuç olarak, ABD’nin Japonya’nın borç ve tahvil piyasası yönetim modelini takip edip etmeyeceği konusunda net bir görüş birliği oluşmamış durumdadır. Küresel yatırımcıların ABD Hazine tahvillerine olan güveni ve piyasa dinamiklerinin farklılığı, bu sürecin nasıl evrileceğini belirsiz kılmaktadır.

Kripto uzmanı müjdeyi verdi: Altcoin boğası kapıda!

Kripto para analizleri ile tanınan Moustache, altcoin rallisinin yaklaştığını belirtti.

Altcoin piyasası, Bitcoin piyasa hakimiyetinin son 3,5 yılın zirvesi olan yüzde 60’tan düşmesiyle hareketlenmiş durumda. Bu düşüş, altcoin rallisi beklentilerini yeniden canlandırdı. Ünlü kripto analisti Moustache, Altcoin Endeksi’nin yıllardır görülen en güçlü boğa formasyonlarından birini sergilediğini belirterek, “sadece yukarı” şeklinde bir söylem ile dikkatleri çekti.

Altcoin grafiğinde boğa sinyali

Moustache, Altcoin Sezon Endeksi’nde ters omuz-baş-omuz formasyonu oluştuğuna dikkat çekti. Bu teknik formasyon, genellikle büyük bir yükselişin habercisidir ve altcoin’lerin güçlü bir ralli yapabileceği anlamına geliyor.

Analiste göre, altcoin piyasası bu formasyonu birkaç yıldır geliştiriyor ve tamamlanmaya oldukça yakın. Şu anda birçok altcoin, ATH’sinden yüzde 90 aşağıda olup yatırımcılar için fırsatları sunuyor.

Şimdiye kadar 37 altcoin, beklentilerin üzerinde performans gösterdi. Ancak tam bir altcoin rallisinin başlaması için en az 50 altcoinin büyük yükselişler kaydetmesi gerekiyor. Bu da yeni bir altcoin sezonu başlangıcının güçlü bir işaretçisi olacak.

Bitcoin halving’i beklentileri artırıyor

Mayıs 2020’de gerçekleşen Bitcoin halving’i, BTC fiyatının 2021’de 40.000 doların üzerine çıkmasını sağlayan büyük bir ralliyi getirdi. Ancak, altcoin’lerin bu ralliye ayak uydurması zaman aldı. 2021’in başlarından mart ayına kadar, altcoinlerin toplam piyasa değeri 120 milyar dolardan 500 milyar dolara kadar yükseldi.

Şimdi ise yeni halving sonrası dönemde Bitcoin, 69.000 dolar seviyesini görmüş olmasına rağmen altcoin’ler henüz bir ralli yapmadı. Yine de bazı göstergeler, altcoin’lerin 2021’deki gibi benzer bir modeli takip edebileceğine işaret ediyor.

Uzmanların bir kısmı, altcoinlerin Bitcoin’i performans olarak 2025’in başında geride bırakabileceğini öngörüyor. Diğerleri ise, altcoin piyasasında beklenen kırılma koşullarının çoktan oluşmaya başladığını düşünüyor.

Altcoin sezonu için dikkat çeken Bitcoin senaryosu

Bitcoin (BTC) fiyatının 70 bin dolara yaklaştığı bugünlerde, altcoin sezonu hakkında spekülasyonlar oluşmaya başladı.

Kripto analistleri, potansiyel bir altcoin boğası için gereken koşulları değerlendirmeye başladı. Birçok görüş, Bitcoin hakimiyetinin keskin bir düşüş yaşaması gerektiğini savundu. Hashkey Capital analistlerinin oluşturduğu ralli senaryosu ise dikkat çekti.

Hashkey Capital analistleri, 23 Ekim tarihli piyasa raporunda, altcoin sezonunun BTC’ye bağlı olduğunu ileri sürdü. Analistler şu ifadeleri kullandı;

“İyimser bir senaryoda, Bitcoin’in fiyatı 80 bin doları aştığında altcoin sezonu daha mümkün olacaktır.”

Bitcoin fiyatı yükselirse altcoin sezonu başlar

Analistlere göre, Bitcoin (BTC) fiyatının tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 73 bin 680 doları aşması altcoin sezonu için yeterli olmayacak. Hashkey Capital analistleri, potansiyel bir altcoin rallisi için BTC’nin yüzde 20’ye yakın yükseliş kaydetmesi gerektiğini belirtti.

BTC fiyatının yükseldiği sırada hakimiyet kazanacağını aktaran analistler, lider kripto paranın hakimiyetinin yüzde 62 ila yüzde 70 arasına ulaşması gerektiğini savundu. BTC, kripto piyasasında yüzde 58,77’lik bir hakimiyete sahip.

Birok analist, potansiyel bir altcoin sezonunun geciktiğine inanıyor. MN Trading Capital’in kurucusu Michael van de Poppe, “Bu yaşadığımız en uzun altcoin ayı piyasası.” yorumunda bulundu. Poppe, tarihin en uzun altcoin ayı piyasasında kurumsal yatırımcıların iştahlı yaklaşımının boğa sinyali olduğunu vurguladı.

Piyasa değerine göre ilk 100 kripto para arasında yer alan birkaç memecoin, son yedi gün içinde önemli yükselişler kaydederek dengeleri değiştirdi.

Goatseus Maximus (GOAT) isimli bir memecoin, son yedi günde yüzde 160 oranında yükseliş kaydetti. 700 milyon dolar piyasa değerini aşan memecoin, Binance tarafından listelendi. GOAT’ın performansını, MEW ve POPCAT takip etti.

Uzmanlar, altcoin sezonunun memecoin’lerin liderliğinde geleceğini düşünüyor.

Dogecoin’de (DOGE) uçuk hedef: 24 doları görebilir mi?

Bir kripto para analisti, Dogecoin (DOGE) için büyük bir fiyat artışı öngörerek, popüler memecoin’in yakın zamanda 24 dolara ulaşacağını tahmin etti.

Dogecoin hâlâ 1 doların altında işlem görürken bu tahmin iddialı gibi görünse de analist, bu seviyeye ulaşmanın mümkün olduğunu belirtti. Geçmişteki fiyat hareketlerinden yola çıkarak Dogecoin tahminini belirten analist, pek çok kişiyi heyecanlandırdı. Kripto yatırımcılarının büyük bir kısmı bu hedefe inanmasa da analist kendinden emin görünüyor.

Analistin Dogecoin (DOGE) hedefi umut verdi

Dogecoin’in fiyatı uzun süredir 1 doların altında seyrediyor ve önemli direnç seviyelerini aşma çabalarına rağmen ciddi dalgalanmalar yaşıyor. Rakibi Shiba Inu (SHIB), son dönemde büyük yükselişler kaydederken elde ederken, DOGE ise düşüş nedeniyle arka planda kaldı.

Bu olumsuz tabloya rağmen, “CEO” adıyla tanınan bir kripto analisti, X platformunda (eski adıyla Twitter) Dogecoin topluluğuna umut aşılayan yeni bir tahminde bulundu. Analist, memecoin’in yakında 24 dolara ulaşabileceğini öne sürdü.

Analist, paylaştığı grafikte Dogecoin’in geçmiş fiyat hareketlerini inceledi ve daha önce iki kez uzun süreli düşüş dönemleri yaşadıktan sonra büyük bir sıçrama yaptığını vurguladı. Mevcut fiyat hareketlerine bakıldığında, benzer bir yükselişin yakında gerçekleşebileceğine dair işaretler görüldüğünü belirten analist, bu potansiyel boğa piyasasının DOGE’yi 24 dolara taşıyabileceğini ifade etti.

Yüzde 18.362 artış yaşaması gerekiyor

Dogecoin’in 24 dolara ulaşması kulağa zor bir ihtimal gibi gelse de analist, birçok kişinin böyle bir yükselişe inanmayacağını kabul ediyor. Ancak analist, bu tahmininde kararlı olduğunu öne sürüyor.

Şu anda 0,13 dolardan işlem gören Dogecoin’in 24 dolara ulaşması için yaklaşık yüzde 18.362 oranında bir artış göstermesi gerekiyor. Bu tür olağanüstü bir yükseliş, genellikle yoğun talep ve güçlü boğa piyasası dönemlerinde görülüyor.

Ayrıca, DOGE’nin 24 dolara ulaşması için piyasa değerinin trilyon dolarlara ulaşması gerekiyor. Şu anda Dogecoin’in piyasa değeri 19,6 milyar dolar seviyesinde, bu da memecoin’in 24 dolara çıkabilmesi için Bitcoin’in mevcut 1,3 trilyon dolarlık piyasa değerini geride bırakmasını gerektiriyor.

Ünlü analist altcoin rallisini işaret etti: Bu seviyeye dikkat!

Kripto yatırımcılarının uzun süredir beklediği altcoin rallisi ne zaman başlayabilir?

Mart ayından bu yana altcoin piyasa değeri düşüş trendinde ilerlerken, birçok yatırımcı uzun zamandır beklenen “altcoin sezonu” için heyecanlanıyor. Piyasada değişim sinyalleri belirmeye başlarken, ünlü analist Crypto Banter, USDT hakimiyeti (USDT.D) ve Bitcoin hakimiyetine (BTC.D) odaklanarak bu rallinin ne zaman başlayabileceğine dair ipuçları verdi.

Altcoin piyasasını geleceği

Crypto Banter, günlük işlem hacimlerinin artmaya başladığını ancak bu ivmenin korunabilmesi için piyasanın 50-60 milyon dolar aralığını aşması gerektiğini belirtiyor. Ancak, yaklaşan seçimler gibi büyük olaylar nedeniyle büyük yatırımcılar şimdilik temkinli davranıyor.

Bu belirsizliklerin ortadan kalkmasının ardından, nakit bekleten yatırımcıların yeniden piyasaya dönmesi bekleniyor. Bu da USDT hakimiyetini (USDT.D) düşürebilir. Eğer USDT.D yüzde 3 civarına inerse, bu durum piyasalara daha fazla para girdiğinin işareti olabilir ve büyük bir rallinin başlangıcına zemin hazırlayabilir.

Bitcoin hakimiyet döngüsünü önemi

Banter, Bitcoin hakimiyetinin (BTC.D) bir döngü izlediğini, Bitcoin’in piyasa payının artıp düştüğünü ve bunun kripto paraların büyümesi için fırsatlar yarattığını söylüyor. Şu anda BTC.D’nin zirveye yaklaştığını belirten Banter, Bitcoin hakimiyetinin önümüzdeki 300-350 gün içinde azalabileceğini ve bu sürecin Ağustos 2025 civarında tamamlanabileceğini öngörüyor. Bu döngü devam ederse, Bitcoin’den diğer kripto paralara para akışıyla birlikte altcoin’lerde güçlü bir ralli yaşanabilir.

Altcoin yatırımlarınızı doğru zamanlayın

Analist, altcoinlerin toplam piyasa değerinin (Bitcoin hariç) “düşen kama” formasyonu oluşturduğunu belirtiyor. Tarihsel olarak, bu formasyonun yukarı yönlü kırılma ihtimali yüksek ve bu da kripto paralarda önemli artışlara yol açabilir. Mevcut trendin geçmiş hareketlerle uyum göstermesi halinde, altcoin piyasa değeri yeni zirvelere ulaşabilir.

Crypto Banter, birçok yatırımcının altcoin sezonunun başlangıcını kaçırdığını ve fiyatlar yükseldikten sonra yatırım yapmaya çalıştığını vurguluyor. Analist, özellikle Bitcoin’e karşı iyi performans gösteren kripto paraları toplamak için şu anın uygun bir zaman olabileceğini öneriyor.

Tuna Kaya’dan dominans yorumu

Kripto para analizleri ile tanınan Tuna Kaya, spot ETF’lerden gelen net girişler ile Bitcoin dominansının yüzde 57’yi aştığını belirtti. Bu seviyeyi kritik gören analist, üzerinde kalındıkça yüzde 64’e kadar yükselişlerin yaşanabileceğini düşünüyor. Dominansın yüzde 57’nin altına düşmesi halinde ise piyasanın canlanacağına inanıyor. Kaya’nın altcoin rallisi için önemli gördüğü seviye yüzde 48. Bu seviyenin altında altcoin rallisi başlayabilir.

https://twitter.com/tunakaya_yk/status/1851215459552542775

Financial Times: 2025’e Doğru Doların Seyri Nasıl Olacak?

ABD doları,Ocak 2024 – Temmuz 2024 tarihleri arasındaki süren istikrarlı yükselişin ardından son dönemde kazançlarını geri vermeye başladı. Temmuz sonuna kadar geçen bir yıllık süreçte, dolar endeksi %5 değer kazanmıştı. Ancak Eylül ayında Fed’in yarım puanlık faiz indirimiyle teyit edilen daha düşük faiz oranı beklentileri nedeniyle dolar zayıfladı.

Bu durum, doların gelecekteki görünümünü nispeten daha az çekici hale getirdi. Ancak geçtiğimiz hafta ABD’de güçlü istihdam artışına dair yeni kanıtların ortaya çıkmasıyla, bu beklentilerin doların düşüş eğilimini sürdürmesi için yeterli olmayabileceği düşünülüyor.

Piyasaların, kamuya açık bilgileri fiyatlaması beklenmektedir. Dolayısıyla doların mevcut değeri, Kasım ve 2025 sonu arasında Fed’in gösterge faiz oranında %1,5’lik bir indirim beklentisini zaten yansıtmaktadır. Daha fazla faiz indirimi, ek ekonomik yavaşlamayı gerektirecektir ki, son güçlü ABD istihdam verileri sonrasında bu olasılık biraz daha uzak görünmektedir. On yıllık Hazine tahvil getirileri bu durumdan etkilenerek kritik %4 seviyesini aşmıştır.

Doları desteklemesi muhtemel daha geniş faktörler de bulunmaktadır. Döviz kuru trendlerinin büyük ölçüde sınır ötesi ticaret ve sermaye akışlarının yanı sıra bu akışları etkileyen mali ve parasal politikalara bağlı olduğu unutulmamalıdır. Basitçe ifade etmek gerekirse, doların zayıflaması için ABD’ye net sermaye girişlerinin (yani dolar talebinin) ticaretle ilgili net dolar satışlarından daha az olması gerekmektedir.

ABD Hisse senedi piyasası aşırı değerli mi?

Geçtiğimiz on yılın büyük bölümünde, dolar ABD kamu ve özel hisse senetleri ile tahvillerine sürekli bir sermaye akışıyla desteklenmiştir. Ayrıca doğrudan yatırım için ABD’ye gelen yabancı fonlar da bu duruma katkıda bulunmuştur. Dolar cinsinden varlıkların çekiciliği, güçlü büyüme, nispeten cazip tahvil getirileri ve yenilikçi teknoloji sektörünün hisse senedi piyasası performansını daha da ileriye taşıyabileceği beklentisiyle artmıştır.

Bugün, ABD varlıklarının fazla değerlenmiş olabileceği ve hem onları hem de doları savunmasız bıraktığı ileri sürülebilir. Örneğin, S&P 500 endeksinin 12 aylık ileriye dönük fiyat/kazanç oranı 24 seviyesine yükselmiştir. Bu değer, FactSet’e göre 10 yıllık ortalaması olan 18’in ve diğer büyük piyasaların oldukça üzerindedir.

Grafik: Yıllara göre ABD’deki Forward P/E

Yurt dışındaki cazip piyasa değerlemeleri, dolardan kalıcı bir uzaklaşmayı teşvik etmek için gereklidir ancak yeterli değildir. Tarih boyunca görülmüştür ki, ABD ekonomisi ve piyasaları iyi durumdayken, denizaşırı makro koşullar ivme kazanıyorsa ve nispeten daha cazip değerlemelere sahipse, uzun süreli dolar zayıflığı daha olasıdır. Bu kombinasyon, ABD dışındaki yatırımcıları sermayelerini geri çekmeye ikna edebileceği gibi Amerikalı yatırımcıları da yabancı varlık tahsisatlarını artırmaya teşvik edebilir.

Bu tür olumlu işaretler, son günlerde Çin’de açıklanan teşvik paketi ve daha fazlasının geleceği vaadiyle ortaya çıktı. Bu gelişmelerle birlikte, yatırımcılar Çin hisse senetleri ve renminbi satın alarak para birimini dolara karşı yaklaşık 16 ayın en yüksek seviyesine taşıdı. Şimdi asıl soru, hükümetin son çabalarının tüketici güveni ve harcamalarını anlamlı ve sürdürülebilir bir şekilde artırmaya yetip yetmeyeceğidir.

Dolar düşüşü bekleyenler için bu durum önem taşımaktadır. Çin ve Avrupa gibi ABD dışındaki bölgelerde sürdürülebilir bir büyüme olmaksızın, Fed’in gevşeme politikasıyla desteklense bile ABD’de “yumuşak iniş” daha fazla sermayenin dolar bazlı varlıklara yönelmesine yol açabilir. Bu durum, “kötü bir mahalledeki en iyi ev” sendromu olarak adlandırılmaktadır.

Yeni yıla girerken doların gücünde bir canlanma potansiyeli de bulunmaktadır ve bu farklı kanallar aracılığıyla gerçekleşebilir. Eğer Fed’in gevşemesi ve tüketici direnci ABD büyümesinin diğer ekonomileri geride bırakmasına olanak tanırsa, daha fazla sermaye dolar varlıklarına yönelebilir.

Daha sorunlu bir senaryo ise, Kasım ayındaki ABD seçimlerinin daha geniş ve agresif bir ticaret savaşına yol açmasıdır. Bu durum, küresel büyüme beklentilerini düşürürken içerde enflasyonu canlandırarak Fed’in gevşeme döngüsünü yavaşlatmasına neden olabilir.

Son olarak, dünya bir resesyon krizine girerse dolar da güçlenebilir veya en azından değerini koruyabilir. Böyle bir ortamda, ABD sabit getirili menkul kıymetlerinin likiditesi ve güvenliği tercih edilmekte, ilgili sermaye akışları doların güçlenmesine yardımcı olmaktadır.

2025’e yaklaşırken dolar için en kötü senaryo, küresel ekonomi için en iyi senaryo olabilir. Ancak şu an için, dolar düşüşü bekleyenlerin veya küresel iyimserlerin ödüllendirileceği kesin değildir.

Financial Times

DeCarley Trading Ezber Bozdu: Altın Fiyatları Bu Seviyelere Düşebilir!

Altın fiyatları bu yıl rekor üstüne rekor kırdı. Bir piyasa stratejistine göre, altın piyasasının yakın vadede daha da yükselmesi mümkün. Ancak değerli metalin alıcısı tükeniyor. Bu da aşağı yönlü risklerin arttığı anlamına geliyor.

Piyasada eninde sonunda alıcı kalmayacak!”

Aracı kurum DeCarley Trading’in kurucu ortağı Carley Garner, bir süredir altında yükseliş eğilimi içinde. Ancak fiyatların 2.600 doların üzerine çıkmasıyla birlikte, ticaretin diğer tarafına bakmanın zamanının geldiğini de belirtiyor. Garner, “Altının bazı önemli direnç seviyelerine karşı geldiğini görüyorum. Bu fiyatlarda yükselişte olmayı haklı çıkarmak zor,” diyor.

Bu yorumlar, altın 2.650 doların üzerinde konsolide olurken geldi. Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere altın fiyatları bu yıl benzersiz bir yükseliş yaşadı. Piyasalar Fed’in yeni gevşeme döngüsüne hazırlanırken son haftalarda art arda rekor seviyelere ulaştı. Garner, düşük faiz oranları, ekonomik belirsizlik ve jeopolitik kargaşa değerli metal için sağlam bir destek sağlarken, bu temel faktörlerin ne kadarının mevcut piyasa hareketinde zaten fiyatlandırıldığını sorguladığını belirtiyor. Buradan hareketle Garner, şu yorumu yapıyor:

Temeller ne kadar yükselişte olursa olsun, eğer herkes zaten long pozisyondaysa, piyasada eninde sonunda alıcı kalmayacaktır. Bence piyasanın yeni bir anlatı ararken sıfırlanmaya ihtiyacı var.

Aşırı alım durumu ve altın fiyatları üzerindeki etkisi

Garner, altının aşırı alım momentumuna ek olarak bir diğer riske de dikkat çekiyor. Bunun da hisse senedi piyasalarını düşürecek beklenmedik bir ekonomik zayıflık olduğunu söylüyor. S&P 500 Endeksi’nin tehlikeli bir rekor bölgesinde işlem gördüğünü ve piyasaları ürkütmek için fazla bir şey gerekmeyeceğini, bunun da altını aşağı çekebilecek bir likidite tuzağı yaratacağını belirtiyor. Bu doğrultuda Garner, gelişmelerin altın fiyatları üzerindeki etkisini şu şekilde değerlendiriyor:

Fon yöneticileri tarihte sahip oldukları en büyük yükseliş pozisyonlarından birinde oturuyor. Büyük kurumsal oyuncular devasa long pozisyonlar tutuyor. Aynı zamanda, yatırımcılar fark ettiklerinden daha fazla kaldıraçlı durumdalar. Ne kadar risk aldıklarını kavrayamadılar çünkü bir düzeltmeye katlanmak zorunda kalmadılar. Bu da piyasada altına zarar verebilecek likidite sorunları yaratacak.

Altın için oyun planı

Garner, mevcut seviyelerde altını açığa satmanın son derece aykırı bir oyun olduğunu söylüyor. Ayrıca, riskleri sınırlamak için bir opsiyon spread’i ile aşağı yönlü oynamayı tercih ettiğini belirtiyor. Ticaret önerisini 17 Eylül’de, fiyatlar 2.600 doların hemen altında işlem görürken yaptığını kaydediyor. Garner, Şubat 2.900 dolarlık call opsiyonunu ve Şubat 2.400 dolarlık put opsiyonunu sattı. Ayrıca, kredileri Şubat 2.500 dolarlık put opsiyonu satın almak için kullandı.

Garner, altın fiyatlarının 2.900 doların üzerine çıkması halinde bu işlemin sınırsız risk taşıdığını da sözlerine ekliyor. İşlemin sona ermesi halinde maksimum kâr yaklaşık 10.000 dolar olacak. Bununla birlikte, bu opsiyonla aktif olarak işlem yapmayı planladığını söylüyor. Ayrıca, yaklaşık 2.000 ila 4.000 dolar arasında kar hedeflediğini de belirtiyor. Garner orijinal ticaret tavsiyesinde şunları söylüyor:

Piyasaya nefes alması için bolca yer vermek zorunludur. Sınırlı risk tercih ediyorsanız, Şubat 2.300 dolarlık putlar yaklaşık 800 dolara satın alınabilir. Altın düzeltme yaparsa, bu kötü bir pozisyon olmayabilir. Normal bir geri çekilme fiyatların 2.300 ya da 2.150 dolara düşmesine neden olabilir. Oynamanın bir başka yolu da mikro ya da mini vadeli işlemleri ‘nibble’ tarzında satmak olabilir.

Altın fiyatları kolayca bu seviyelere düşebilir!

Garner’a göre, düzeltmeye başlaması halinde altın fiyatları kolayca 2.300 dolara kadar gerileyebilir. Ayrıca altının, fiyatların 2.150 doların üzerine çıktığı Mart ayına kadar uzanan orijinal kırılma seviyesini yeniden test etmesinin de duyulmamış bir şey olmadığını sözlerine ekliyor. Garner, Ekim ayında fiyatların düşmesini bekliyor. Kasım ayında ABD başkanlık seçimleri nedeniyle çok fazla belirsizlik ve dalgalanma olacağını öngörüyor. Genel olarak yatırımcıların seçim öncesinde risklerini ve maruziyetlerini azaltmaya başlamalarını tavsiye ediyor.

Coinbase analistlerinden kripto yorumu: Zorlu günler bitti

Coinbase analistleri, ABD Fed’in faiz kararı ve jeopolitik gerilimler eşliğinde volatilite kazanan kripto piyasasının sakinleştiğini belirtti.

Bilindiği üzere, İran ve İsrail arasındaki gerginliğin artmasıyla kripto piyasasında çöküş meydana geldi. Küresel piyasaların sarsıldığı jeopolitik olaylarda, büyük likidasyonlar ortaya çıktı. Söz konusu gerginlik, kripto piyasasından 700 milyon doların üzerinde vadeli pozisyonları tasfiye etti.

Gündemdeki son gelişmeleri ve genel gidişatı yorumlayan Coinbase analistleri, başta Bitcoin olmak üzere kripto piyasasının rahat bir döneme geçtiğini dile getirdi.

Kripto piyasasında sakinlik dönemi

Coinbase analistleri, gün içinde yayınladıkları yatırımcı notunda önemli açıklamalarda bulundu. Kripto piyasasının toparlanma eğiliminde olduğunu belirten David Duong ve David Han, şunları kaydetti;

“Yatırımcılar çok sayıda makro katalizörü geride bırakırken, kripto piyasasının şu anda dengeye kavuştuğuna inanıyoruz.”

Ağustos ayında Japonya merkez bankasının küresel piyasaları sallamasıyla rekor miktarda tasfiyeler meydana geldi. ABD Fed’in faizleri indirmesiyle piyasaların canlandığı görüldü. Faiz gündemiyle kripto piyasasının istikrar kazandığına yönelik söylemler, Orta Doğu’da patlak veren gerilim ile sona erdi.

Gündemdeki gelişmeleri yorumlayan analistler, kripto piyasasında suların durulduğunu dile getirdi. Raporda şunlardan bahsedildi;

“Salı günkü satış dalgasının ardından piyasadaki kaldıraç oranının azalması, yıllık BTC ve ETH vadeli işlem fonlama oranlarının iki aylık zirve olan yüzde 10-11’den yüzde 5-7’ye düşmesine yol açtı. Söz konusu veri, piyasa koşullarının istikrar kazanmasına katkıda bulundu.”

Kripto piyasasının gelecek dönemde hareketleneceğini belirten analistler, şunları kaydetti;

“Her iki siyasi parti de kripto paralara yönelik destekleyici söylemlerde bulundu ve bu durum, Beyaz Saray’ı kimin kazanacağından bağımsız olarak gelecek yıl daha elverişli bir düzenleyici ortamın ortaya çıkabileceğini gösteriyor”