Kazanmanın Keyfini Çıkar! Hemen Tıkla, Şansa Kapı Aç!

İyi Oluş ve Mizah

Çoğu kaynakta bireyin yaşam kalitesini pozitif yönde etkileyen iyilik hali önemli bir kavram olmuştur.Bireyin yaşam seyirinin yolunda sürmesi , belli değer ve bu değerlerin sürekliliği ve topluma verdiği katkı olarak tanımlanabilmektedir. Bunlarla beraber başkalarını edilen yardım , destek, çevrede ki insanların mutluluklarına katkıda bulunulması iyilik halimizi doğrudan etkilemektedir (Diener, 2010). Pozitif psikoloji de özünsenmesi gereken bir kavram olan iyi oluş, bu neden ile çokça karşımıza çıkmaktadır(Byron,2012).

İyilik halini ve pozitif bir yaşamı doğrudan etkileyecek , duygusal-psikolojik-sosyal fonksiyonların kullanılması öne çıkmaktadır(Keyes ve Diener , 2005).Bunlardan biri olan mizah yoluyla karşılaşılan problem ve stres için durumu değerlendirmede , komik olaylar hayal edebilmek,şaka ve espirilerde bulunabilecekleri ve bu durumun iyilik haliyle doğrudan bireyin mizah bağlamında, olumlu duygular yaşayabilmesi ve kötü yaşam olayları üzerinde daha olumlu bir başa çıkma yolu gerçekleştirebilmektedir(Yerlikaya, 2009).

Mizah aracılığı ile durumların çelişkili ve gülünç taraflarını görerek ,bireyin geleceğe yönelik olumlu ve pozitif bir bakış açısının gerçekleşmesi beklenir.Mizah yoluyla olumsuz durumlarla başa çıkmada bireye olumlu duygular yaşatması , olumlu duygular yaşayan kişilerin , gelecek ve şimdi ki anlarına daha iyimser bakabilmesini sağlayabilmektedir. Geleceğe iyimser bakış açısın da mizah ve iyimserlik seviyesi yüksek olan bireylerde karşılaşabileceği olumsuz yaşam olayların da daha fazla psikolojik sağlamlık gözlemlenmektedir(Kabou,2011)

Bu açıdan olumsuz yaşam olaylarına karşı mizahi açıdan yaklaşım yaşamdan daha fazla doyum ve gelecekle ilgili olumlu,iyimser beklentiler oluşturulmasını sağlayabilmektedir,mizahın(Seligman, 1991). Satıcı ve Deniz’in 2017’de üniversite öğrencileriyle yaptığı bir araştırmada mizah sürecinin psikolojik iyimserlik ve sağlamlık aracı olarak psikolojik iyilik durumunun dolaylı bir etkisin olduğunu tespit etmek için boostrapping ve 10.000 yeniden örnekleme gerçekleştirilmiştir. Verilere gore üniversitesi öğrencilerinin mizahı kullanarak, psikolojik iyilik halinin ve negatif sorunlarla başa çıkmada bir aracı rolü olduğu görülmektedir.

Tükenmişlik Sendromu: Beyaz Yakalıların Kabusu

Modern iş dünyasında, beyaz yakalı çalışanlar sıkça tükenmişlik sendromu (burnout) ile karşı karşıya kalmaktadır. Yoğun iş temposu, artan sorumluluklar ve sürekli değişen iş koşulları, bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Tükenmişlik sendromu, uzun süreli stresin bir sonucu olarak ortaya çıkan, duygusal, fiziksel ve zihinsel yorgunluk hali olarak tanımlanır. Bu durum, genellikle iş yerindeki aşırı yüklenme, kontrol kaybı ve yetersizlik hissi gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle gelişir.

Tükenmişlik sendromu, bireylerin hayatında çeşitli şekillerde kendini gösterebilir. Bu belirtiler arasında:

1. Duygusal Yorgunluk: Kendinizi sürekli yorgun, bitkin ve tükenmiş hissetmek. 2. Negatiflik: İşinize veya görevlerinize karşı duyduğunuz ilginin azalması, işin anlamını yitirmesi.

3. Düşük Performans: İşteki verimliliğinizin düşmesi, konsantrasyon eksikliği ve motivasyon kaybı.

4. Fiziksel Belirtiler: Baş ağrısı, mide bulantısı, uyku bozuklukları ve diğer stres kaynaklı rahatsızlıklar.

5. Sosyal İzolasyon: Arkadaşlarınızla ve aile üyelerinizle ilişkilerde kopma, yalnızlık hissi.

Tükenmişlik Sendromunun Nedenleri

Aşırı İş Yükü: Uzun çalışma saatleri, sürekli projeler ve artan beklentiler.

Yetersiz Kontrol: Çalışma koşulları veya görevler üzerinde kontrol hissinin kaybı.

Destek Eksikliği: İş arkadaşları veya yöneticilerden yeterince destek görememek.

Mükemmeliyetçilik: Kendi kendine belirlenen yüksek standartlar ve başarı baskısı.

Dengesiz İş-Yaşam Dengesi: İş ve özel yaşam arasında sağlıklı bir denge kuramama.

Tükenmişlik Sendromuyla Başa Çıkma Yöntemleri

Farkındalık ve Tanıma: Kendinizi ve belirtilerinizi gözlemlemek, tükenmişlik sendromunun erken belirtilerini fark etmenizi sağlar.

Sınır Koyma: İş ve özel yaşam arasında sınırlar koymak, iş yükünü azaltmak için önemlidir. Gereksiz görevlerden kaçınmak ve “hayır” demeyi öğrenmek bu konuda faydalıdır. Destek Arama: İş arkadaşlarınızla veya yöneticilerle açık iletişim kurmak, yaşadığınız stres hakkında konuşmak, duygusal yükü hafifletebilir. Profesyonel yardım almak da önemli bir adımdır.

Düzenli Dinlenme: İş saatleri içinde ve dışında düzenli olarak dinlenmek, zihinsel ve fiziksel sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. Kısa molalar vermek, yürüyüşe çıkmak veya meditasyon yapmak faydalıdır.

Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve yeterli uyku almak, genel ruh halinizi iyileştirebilir ve stresle başa çıkmanıza yardımcı olur. Hobiler ve Sosyal Etkinlikler: İş dışındaki etkinliklere katılmak, sosyal bağlantılarınızı güçlendirmek ve keyif aldığınız aktivitelere zaman ayırmak, zihinsel sağlığınıza olumlu katkıda bulunur.

Tükenmişlik sendromu, çalışanlar için ciddi bir sorun haline gelmiştir. İş yerindeki aşırı stres, yetersizlik hissi ve sosyal destek eksikliği gibi faktörler, bu sendromun ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak, farkındalık kazanarak, sağlıklı sınırlar koyarak ve destek arayarak bu durumla başa çıkmak mümkündür.

Rana FIRAT