Kazanmanın Keyfini Çıkar! Hemen Tıkla, Şansa Kapı Aç!

Benlik Saygısı Çocukluk Döneminde Nasıl Etkilenir?

Çocuklar kendini 2 yaş civarında başkalarından ayırt etme farkındalığına ulaştığında benlik kavramı ilk kez bu dönemde gelişmeye başlar. 20 yaşlarına gelindiğinde iyice belirginleşmeye başlar, bireyin yaşamı süresince de her zaman gelişemeye devam eder. Benlik saygısı gelişimi özellikle erken çocukluk döneminde anne babanın tutumlarına bağlı olarak gelişim gösterir ve benlik saygısının temelleri atılan bu dönemden başlayarak yaşamın ilerleyen yıllarında bu kavramın yerleştiği görülür. Bu yüzden erken çocukluk döneminde anne babanın tutumu son derece önemlidir. Özellikle anne babanın çocuğunu her koşulda kabul etmesi, olumlu davranışlarına yönelik davranışlarını mutlaka övgü ile karşılık vermesi, çocuğuna değer vermesi, önemsemesi, güçlü yönlerini ortaya çıkarması benlik saygısını geliştirir.

Doyumlu bir yaşam benlik saygısı ile yakından ilişkilidir. Benlik saygıyı bireyi olumlu yönde motive eden önemli bir güdüleyici etkendir. Benlik saygısı yüksek kişiler içsel sorunlarını aşarak başarıya ulaşmada büyük şansa sahip olurlar. Hayatımızı ve yaşam kalitemizi etkileyen birçok faktör vardır. Bu faktörler birçok şeyden ötürü kaynaklanabilir. Özellikle iş hayatımızda karşılaştığımızstres, akademik hedefler ve daha birçok şey bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Ancak bunların hiçbiri, hayatımız üzerinde benlik saygısı kadar derin bir etkiye sahip değildir. Çünkü kendimizle olan gerçek ilişkimiz, diğer olaylarda nasıl davranacağımızı ve nelere izin vereceğimizi belirler. Kendiniz, özellikleriniz ve yetenekleriniz hakkında sahip olduğunuz algı biçimi benlik saygısı olarak adlandırılır. Aşağıda, çocukluk döneminizde benlik saygınızı etkileyebilecek 4 durumu bulabilirsiniz:

  1. Büyürken Yaşadığınız Olumsuz Fiziksel Çevre

Muhtemelen en belirgin etki birincil çevrenizden kaynaklıdır. Eğer çocukluk döneminizin büyük bir kısmını çatışma, savaş, doğal felaketler ya da istismara uğrayarak geçirdiyseniz veya ani ebeveyn kayıpları gibi travmatik olaylar yaşasaydınız öz-değeriniz olumsuz etkilenecektir. İstismara uğramış bir çocuk, hatası olmasa dahi yaşananlardan dolayı kendini suçlamaya meyillidir. Ebeveynlerimize herkesten daha fazla güveniriz. Çocukken onları her gün görür ve yakın bir ilişki kurarız. Bize sonsuz sevgilerini ve koşullarını sunarlar. Çocukken ebeveynlerimizin bize zarar vereceğini düşünmeyiz, dolayısıyla bir şeyler yanlış gittiğinde bunun bizim hatamız olduğunu düşünürüz. Bu hisler yetişkinliğe kadar bilinçsiz seviyede devam eder ve kendimizi nasıl algıladığımızı etkiler.

  1. Ebeveynlerimizden Birinin ya da Her İkisinin Kendilerini Sevmemesi

Çocuklar ebeveynlerinin yaptığı ya da söylediği şeyleri kopyalayarak öğrenir. Bazıları mutfakta annelerinin yaptığı gibi yemek yapar, diğerleri ebeveynlerinin dikkatini çekmek için onlardan öğrendiği küfürlü kelimeleri söylerler. Çocukken zihinlerimiz, ebeveynlerimizin öğrenmemizi istediği bir şey olsun ya da olmasın beş duyumuzla anlayabileceğimiz her şeyi emmeye hazır verimli topraklar gibidir. Bununla birlikte en önemli şey ebeveynlerimizin eylemleri ya da kelimeleri değildir. Çocuklar ebeveynlerinin duygularına karşı hassastırlar. Ebeveynler duygularını saklayıp mutluymuş gibi yapsalar bile, çocuklar bunu algılayabilirler. Ebeveynleri onlara kendilerinin yapmadığı bir şeyi öğretmeye çalıştıklarında bunu fark edebilirler. Eğer kendisiyle sorunu olan bir ebeveyniniz varsa, onların davranışlarını nasıl taklit edebileceğinizi fark edebilir misiniz? Ebeveynlerimiz bizim ilk rol modelimizdir ve bize koşulsuz sevgilerini sunmak için ellerinden geleni yapsalar bile, eğer kendilerini sevmiyorlarsa bir parçamız onların acısını paylaşmak isteyecektir. Ebeveynlerimizi kendilerini ya da birbirlerini eleştirirken gözlemlediğimizde, bunu “uygun” bir davranış olarak kabul eder ve aynısını kendimize yaparız.

  1. Ebeveynlerin Fiziksel ve Duygusal Anlamda Yokluğu

Bazı ebeveynler fiziksel anlamda hiçbir zaman ortada olmaz. Çocukluğunuzda ebeveynlerinizin her ikisi de yoğun çalışıyorsa size aile büyüklerinden biri bakıyordu. Çocukken ihmal edildiğimizi hissetmiş olabiliriz çünkü ebeveynlerimizin çalışmak ve geçimimizi sağlamak zorunda olduğunu anlamayabiliriz. Fakat genellikle daha yıpratıcı olan ebeveynlerin duygusal yokluğudur. Çocuklukta en çok özene ve dikkate ihtiyaç duyarız. Ebeveynlerimiz, onların sevgisine en çok ihtiyaç duyduğumuz anda yanımızda olmadıklarında önemsiz olduğumuzu ve sevilmediğimizi hissederiz. Ne yazık ki bu duygular yetişkin olduğumuzda da bizimle var olmaya devam eder.

  1. Ebeveynlerimizin Beklentileri

Örneğin ebeveynlerinizin güzel görünmeniz için belirli tarzda giyinmeniz konusunda ısrar etmesi ya da sizi diğer çocuklarla kıyaslayarak kendinizi işe yaramaz hissetmenize sebep olabilir. Ayrıca bazı ebeveynler, söz konusu öğretmek olunca pek sabırlı değildirler. Birkaç kez tekrar ettikten sonra çocukları yine de anlamazsa kolay bir şekilde öfkelenebilir ya da hızlca size öğretmekten vazgeçip bu konuda iyi olmadığınızı düşünebilirler. Bu şekilde ifade etmeseler bile mantıksız beklentileri, sanki onlar için yeterince iyi değilmişsiniz gibi kendinizi yetersiz hissetmenize sebep olabilir. Bazı çocuklar için ebeveynlerini memnun etmek ve onların beklentilerini karşılamak en önemli şeydir. Eğer ebeveynlerini memnun edemezlerse ebeveynlerini hayal kırıklığına uğrattıkları için kendilerini suçlarlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir